UYDU TEST ve ÖLÇÜM CİHAZI NASIL SEÇİLMELİDİR?
İster uydu, ister kablo veya yersel yayın olsun, analog olsun digital olsun, yayınları alma, çeşitli işlemlerden geçirme ve dağıtma aşamalarının her birinde sağlıklı bir uygulamanın gerçekleştirilebilmesi sinyallerin doğru şekilde denetlenebilmesini gerektirir.
Halen dünyada yayın alma ve dağıtma sistemlerinin kuruluş ve bakımında kullanılan ve özellikleri birbirinden önemli farklılıklar gösteren, fiyatları birkaç yüz dolardan onbinlerce dolara kadar değişen yüzlerce marka ve binlerce model cihaz bulunmaktadır.
İçerik dağıtıcıları, sabit ve mobil broadcasting, IP mediacasting firmaları kurumsal şebekeler ve servis sağlayıcılarının sistemleri ve laboratuarları için data, kalite, transmisyon, jitter analizörleri, IP, SONET, SDH, PDH, STM, ATM analizörleri, PCM kanal analizörleri gibi çeşitli cihazlara gerek duyabilirler. Optik dağıtım sistemleri ayrı bir konudur. Bunları üreten firmalar da zaten ayrı bir grup oluşturmaktadır. (Acterna (eski Wander & Goltermann), Wavetek( Meterman), Fluke (Datron), Hart Scientific, Anritsu, BlonderTongue, Applied Instruments, Rohde&Scwarz, Tektronix, TandbergTV ilk akla gelenler.)
Burada sadece yayın alma ve kablo(koax) dağıtım merkezleri ile son kullanıcıya yönelik IF ve RF merkezi ve bireysel yayın dağıtım sistemlerin kuruluş ve bakımında gerek duyulacak cihazlardan söz edeceğiz. Uydu TV Haber (www.uydutvhaber.net) isimli sitede linkleri verilen "ölçü cihazları" firmaları (Emitor, Tegam, Unaohm, Rover, Leband, Promax, KWS, Felec, Sefram, Sadelta v.s.) arasında önemli bir kısmı ülkemizde de tanınmakta ürettikleri cihazlar piyasamızda satılmaktadır. Cihazları kullanım alanları bakımından IF ve RF olarak iki grupta incelemekte yarar olabilir.
IF (900 - 2400), Uydu Bandı
Bunun için ilk akla gelen FSM (Alan Şiddeti Ölçer - Sahametre) cihazlarıdır. Örneğin uydu çanak antenlerinin Az, El, Pol açılarının ayarlanması, hassas odaklama ve çapraz polarma ayarları sırasında LNB'den gelen IF (900 - 2400MHz) sinyallerin maksimize edilmesi gerekir. Bunun için kullanılan FSM en basit olarak giriş bandını belirleyen bir süzgeç, yükseltici ve bir gösterge enstrümanından oluşur.
Gösterge enstrümanı kimi zaman bir galvanometre, veya sinyal yükseldikçe ses tonu tizleşen bir beeper, kimi zaman da bir cubuk grafiği veya digital gösterge olabilir. Fiyatları 20-30 dolar mertebesinden başlayan bu cihazlar uydudan gelen herhangi sinyalin şiddetinin yanı sıra LNB besleme gerilimini de görmemizi sağlar.
Küçük ucuz ve oldukça kullanışlı olan bu cihazların şimdilerde 22kHz ve DiSEqC sinyallerini de kontrol edebilenleri var. Ancak bu cihazların en kötü tarafı tüm banttaki sinyallerin ortalama şiddeti dışında, örneğin kanal bazında hiçbir ölçüme imkan vermemeleridir. Alınmak istenen kanallarla ilgili çoğu ayrıntılı ölçümler için mutlaka pahalı profesyonel bir cihaz gerekir.
Anten montajcılarından "hiçbir cihaza gerek olmadığı" iddiasıyla çalışanlara rastlamışsınızdır. "Sonuçta yayını alacak olan alıcı cihazlar zaten her türlü bilgiyi veriyor" , derler. Gerçekten de bugünkü alıcı cihazların hemen hepsi sinyalin seviyesini ve kalitesini göstermektedir. Sorun alıcı cihaz "sinyal yok" dediğinde neden yok olduğunu anlamanıza yardımcı olmamasında, sinyal var deyip yayını açtığında da herşeyin mükemmel olduğunu sanmanıza yol açmasındadır. Örneğin üst bantaki bazı yayınların gelmediğini farkettiğinizde bunun çanaktan mı, LNB'den mi, kablodaki zayıflamadan mı, DiSEqC işaretleşmesindeki, ya da uydu alıcıdaki bazı sorunlardan mı yoksa ayarlardan mı kaynaklandığı cihazsız nasıl anlaşılabilir ?
O nedenle örneğin "Avustralya Anten Teknisyenleri Birliği" üye kayıt formunda teknisyene kimlik bilgilerinin yanı sıra "hangi marka, model ölçü cihazlarına sahip olduğunu da sormakta, cihazlarını yetersiz bulduğu antenciyi üye kaydetmemektedir. Gerçekten de bu uygulama mesleki kalite standartlarının empoze edilmesinde iyi bir fikir olabilir. Göremediğiniz birşeyi nasıl ayarlayacaksınız ?, ölçü cihazları sizin gözünüz olmakta, görmenizi sağlamaktadır.
İyi bir uydu sinyal ölçüm cihazından şu özellikler beklenebilir;
1. Gelen herhangi frekanstaki transponder sinyalinin alan şiddetinin bilinmesi her tür uydu yayını için en öncelikle istenenidir. Ancak, özellikle digital yayınlarda gelen sinyalin şiddetinin yanı sıra doğruluğunun da bilinmesi gerekir. Digital yayınlarda sinyalin kötüleştiği analog yayınlardaki gibi görüntünün, sesin kötüleşmesinden anlaşılmaz. Sinyalin kötüleşmesine rağmen dekoderin doğru yorumlama yapabildiği son noktaya kadar görüntü ve ses mükemmeldir. Ancak, o noktadan sonra çözme işleminin arka arkaya yapılan çeşitli kademelerinden herhangi birinde işlem başarısız olunca beklenen çıktı (ses, görüntü) elde edilemez. O nedenle gelen sinyalin şiddetinden bağımsız olarak kalitesinin bulunabilmesi için alınan hata miktarının gelen data miktarına oranının, yani BER (Bit Hata Oranı) adı verilen birimin ölçülebilmesi iyi olur. Mükemmel bir yayında 10 milyon bit içinde bir bit hatalı (1E-7) olabilir. Hata yükselip 10 binde 1 bit (1E-4) mertebesine çıkarsa görüntü ve ses mükemmel olmasına rağmen bu sinyal çok kötüdür. Sinyal kalitesinin herhangi daha kötüye gidişinde görüntü ses, veya data alımı tümüyle kaybedilebilir. BER ölçümü çok yararlıdır, ama bu genellikle zor olduğundan sinyal kalitesini belirlemekte onun yerine çoğu zaman C/N (taşıyıcının gürültüye oranı)nı kullanan bir tahmin yöntemi de kullanılır. Ayrıca kimi ölçü cihazlarında uydudan gelen QPSK modülasyonlu sinyallerin her kuadranttaki dağılımını grafik olarak gösteren "konstellasyon diyagramı" gösterimli cihazlar da var. Bunlar da yayının gelişinde herhangi bir sorun olup olmadığını bir bakışta anlamamızı sağlar. (Gelen noktaların toplaşmış olması iyi, saçılı olması kötü sinyal kalitesini gösterir). Herhangi frekanstaki SCPC/MCPC QPSK digital yayın sinyalinin seviye, C/N, BER ve program bilgilerinin dışında DCP(digital kanal gücü), V/A(görüntü, ses sinyallerinin birbirine oranı) gibi bilgilerinin de belirli bir doğruluk düzeyinde alınabilmesi, yüksek seviyede gelen sinyalleri ölçebilmek için kalibrasyonlu zayıflatıcıları olması, kanal bellekleri olması, kayıt tutulabilmesi için kendinden yazıcısı olması veya bilgisayar bağlantısı olması(COM portu) istenen diğer bazı özelliklerdir.
2. Tüm bunların yapılabilmesi için cihazı öncelikle herhangi bir transponder frekansına ayarlıyabilmeliyiz. Cihaz bunun için gereken LNB besleme gerilimlerini, 22kHz sinyalini ve, DiSEqC komutlarını gönderebilmeli, gelen bloğun C, Ku bandı frekanslarına ve düz/ters video özelliklerine göre kendini ayarlayabilmelidir.
3. İndirilen sinyal bloğunun(bandın) içindeki tüm taşıyıcıların hepsini veya bir kısmını birlikte (Spektrum) görebilmek başlı başına istenen bir özelliktir. O nedenle ölçüm cihazlarının "spektrum analizörlü" olanları özellikle aranmaktadır ve bu tür pahalı cihazların tümünde bandın tümü veya zoom/span yapılan belirli bir kısmındaki sinyaller üzerine markörle gelerek çeşitli ölçümlerin yapılabildiği özelliklere sahiptir.
4. Tüm spektrumun belleğe (belirli bir uydu ismiyle birlikte) aktarılabilmesi çok büyük kolaylık sağlamaktadır. Bellekten bu görüntü ekrana çağırılmış iken çanak hareket ettirilerek değişik uyduların sinyal spektrumlarıyla birlikte gözlenmesi durumunda aranan uydunun sinyalleri kolayca tanınmakta, yeni görüntü bellekten çağrılmış görüntünün üstüne giyilen bir eldiven gibi oturduğunda uydu kolayca bulunmuş olmakta, ince ayar çok daha çabuk yapılabilmekte ve uyduda yeni gelen, veya eksilen transponder olup olmadığı ve varsa seviye değişiklikleri hemen anlaşılmaktadır. Uyducu kendisi için önemli olan uyduların spektrumları ve kanal bilgilerini bir kere belleğe aktardığında ondan sonra yapılacak olan tüm ölçüm ve ayar işlemleri çok daha kısa sürede yapılabilir hale gelmektedir.
5. En çok tutulan ölçüm cihazlarının hemen hemen tümünün ortak yönü bu gösterimleri yapabilen küçük bir (siyah beyaz) monitörünün olması, ekranda görüntü, teletekst, eşleme sinyali, spektrum, seviye ölçü vesair bilgi gösterimleri yanısıra ses de verebilmesidir. Cihazlarda diğer aranan özellikler küçük, hafif, kullanışı kolay(omuza asılan çantalı), kendinden beslenen(akülü), zor saha koşullarına (sıcak, soğuk, nem) dayanıklı olması, kolay kolay bozulmaması ve teknoloji değişiklikleriyle kolayca demode olmamasıdır.
Ülkemizde henüz başlamamış olan "Digital Kablo" ve "Yersel Digital" (DTT) radyo televizyon yayınlarıyla ilgili ölçümler için kullanılacak bir cihazdan beklenenlerin ise, uydu yayın sinyalleriyle ilgili olarak kullanılan bir cihazdan beklenenlerden çok önemli bir farkı yoktur. Digital uydu yayınlarında QPSK, digital kablo yayınlarında QAM, NICAM, DTT yayınlarda ise COFDM modülasyonu kullanılması nedeniyle modüle sinyalin analizi farklı özellikler taşır. Özellikle OFDM analizinde (MER, EVM, AI, QE, ...) gibi çeşitli ayrıntılı ve sofistike ölçümler söz konusu olmaktadır. .
RF (5 - 900), VHF/UHF FM bandı
Yukarıda anlatılan cihazların kimileri 5-2400 (UBB) bandına sahip oldukları için RF ölçümleri için de gereken tüm özellikleri taşıyan tümleşik özellikte cihazlardır. Ancak çoğu zaman fiyatı ve kullanım özellikleri nedeniyle 5-900 bandında kullanılan cihazlar (genellikle aynı üreticiler tarafından ayrı ayrı yapılmakta ve satılmaktadır. Fiyatları oldukça daha düşük, aranan teknik özellikler daha kısıtlıdır. Çoğu zaman monitör bile aranmaz. Aranan temel özellikler hassas olarak band ve frekans seçimi yapılabilmesi, hassas bir FSM sinyal seviye göstergesi olması, ayarlı zayıflatıcılarının olması, hat empedans/gerilim ölçümü yapılabilmesidir. Daha üst modellerde monitör, teletekst, ses ve OSD (bilgilerin ekranda yazı ve grafiklerle verilmesi) özelliği bulunur. Spektrum analizörü olur.
Herşeyin hızla analogdan digitale geçtiği, kabloların değiştirilip, frekansların yükseldiği, kablolara genişbant internet yayınlarının eklendiği çağımızda standart RF dağıtım sistemleri ve ölçümleri de hızla yerini UBB sistemlere bırakmaktadır.
Son düzenleyen: Moderatör: