Ortaçağ elektrik tarihi

guclusat

Tanınmış Üye
Süper Moderatör
Ortaçağ’da Avrupa’da bilim büyük bir sekteye uğramıştı. Uzun süren savaşlar, yönetimde din etkisinin aşırı derecede artması, bilimin dine karşı çıkmak olarak algılanacağı korkusu gibi nedenlerden dolayı bilim tarihi karanlık çağa girmişti. Bu çağda bilimin her dalında görülen durgunluk elektrik dalında da görülür. Bu çağda gerçekleşen tek yenilik elektrik ile manyetizmanın arasındaki benzerlik ve farkların açıklanmasıydı. Manyetizma, elektrikten daha uzun bir geçmişe sahiptir. M.Ö. 900′lü yıllarda efsaneye göre bir çoban, farklı bir taş türünün demiri kendisine çektiği keşfetti. Bu günkü ismiyle mıknatısın gücü tamamen kehribarın çekme gücüne benzediğinden, eski çağlarda elektrik ile manyetizma sık sık birbirine karıştırılıyordu.

2. yüzyıl‘da Çinliler tarafından mıknatısın şerit haline getirilip serbest bir şekilde dönmeye bırakıldığında kuzey – güney yönünde sabit kaldığı keşfedildi. Mıknatısiyetin bu yön bulma kabiliyeti sayesinde Çinliler manyetik pusulayı icat etmişlerdi. Manyetizma ve bu pusulalardan Avrupa’da ise ilk defa 1180 yılında Alexander Neckam (1157 – 1217) bahsetmişti. Bu gelişmenin ardından denizciliğin önündeki en büyük engellerden biri olan yön bulma sorunu tarihe karışmış oldu. Manyetik pusulanın Avrupa’ya gelmesiyle birlikte bu konudaki araştırmalarda bir kıpırdanma oldu. Fransız bir bilgin ve askeri mühendis olan Peter Peregrinus (Petrus Peregrinus de Maricourt veya Hacı Petrus) Sicilya Ordusuna mensuptu ve bir kuşatma sırasında arkadaşına mıknatıslarla ilgili, adı Maricourt’lu Hacı Petrus’un Foucaucourt’lu Asker Syergus’a Mıknatıs Hakkında Yazdığı Mektup olan 1269 tarihli bir mektup yazdı.Peregrinus bu mektubunda, manyetik kutuplardan (manyetik kuvvetin en yüksek olduğu bölge), aynı kutupların birbirini itip farklı kutupların birbirini çektiğinden, mıknatısın kuzey – güney kutuplarının nasıl belirlenebileceğinden bahsetti. Manyetik kutup tanımının ilk defa yapıldığı mektupta ayrıca mıknatısların bölünmesiyle yeni kutup ve iki ayrı mıknatıs oluşması da açıklanmıştı. Ayrıca manyetik devre kullanılarak sürekli hareket elde edilmesi hakkında çalışmalar da mevcuttu.[8]
Bu çalışmalar elektrik ve manyetizma için bir kıvılcım çaksa da bu konular hakkında Rönesans‘a kadar hiç bir çalışma yapılmadı ve hiç bir şey yazılmadı. Ancak bu çalışmalarla birlikte elektrikle manyetizma arasındaki benzerlikler ve farklılıklar hakkında bir görüş oluşmuştu. Manyetik devrelerle sürekli hareket etme çalışmaları Yakın Çağda gerçekleşen elektrik makineleri devrimine mantık olarak oldukça benzemekteydi. 300 yıl kadar yeni bir durgunluk çağına giren elektrik çalışmaları, Rönesans’la birlikte büyük bir ivme kazandı ve tüm dünyayı derinden etkileyecek gelişmelerin önü açılmış oldu.
 
Geri
Yukarı