GÜNÜN MENKIBESİ

guclusat

Tanınmış Üye
Süper Moderatör
"Yavrum, senin ismin ne?"

Türkistan'da yetişen velilerden Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin talebelerinden Mevlâna Seyyid Hasan, henüz küçük bir çocuk idi.
Babası onu aldı.
Ve Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin sohbetine götürdü.
Küçük Hasan odaya girdi...
Bir “bal kavanozu” gördü.
Hemen ona koştu.
Ve yemeye başladı.
Hâce Ubeydullah hazretleri, gülümseyerek durumu seyretti.
Ve küçük Hasan'a;
"Yavrum! Senin ismin ne?" diye sordu.
Hasan ona baktı.
Ve cevaben:
"İsmim bal” dedi.
O, bu cevabı duydu.
Çok hoşuna gitti.
Ve babasına;
"Kabiliyeti, yeteneği çok kuvvetli. Zira ‘bal’ın lezzetini alınca kendisini ona verdi, ‘bal’ın sevgisinde eridi, ‘bal’da fâni oldu. Kendini ‘bal’ zannetti... Başka şey tadınca da öyle olacak” buyurdu.
? ? ?
Bir gün bazı gençler geldi.
Ve bu büyük velîye;
“Efendim, insanlığa hizmet düşüncesi ile çalışarak faydalı bilgiler ve eserler bırakmış olanlar, bu hizmetlerinin faydasını görürler mi?” diye sordular.
Büyük veli dinledi.
Ve cevap verip;
“Evet, böyle kimseler başka dinden olsalar bile, ömürlerinin sonlarında Hakk teâlânın hidâyetine kavuşmaları umulur. Eskiden Müslümanlar, böyle insanlar için ‘gizli din tutar’ derlerdi” buyurdu.
 
Geri
Yukarı