Türk'ün hüzünlü başarısı: F Klavye
F klavye ("fe klavye" seklinde okunuyor) size ne çağrıştırıyor? Maalesef, içine bizim de dahil olduğumuz yeni nesil için F klavye: daktilo, devlet dairesi, problem, eski ve geri kalmışlık kavramları ile aynı yerde duruyor beyin haritamızda. iste F klavyeyi "hüzünlü" yapan bu algı. Çünkü F klavye dünyadaki tüm klavye dizilişleri arasında en başarılı uygulama olmasına rağmen kendi toplumu tarafından en çok dışlanan aynı zamanda.
İsterseniz klavye tarihine baştan bir göz atalım..
Christopher Sholes 1806'ta ticari olarak başarılı ilk daktiloyu icat ettiğinde o zamanki teknoloji çok hızlı yazmaya müsaade etmiyordu. Çünkü harflerin bulunduğu kafalar birbirine çarpmakta idi. iste harflerin alfabetik sıra ile değil de QWERTY olarak dizilmesinin bir sebebi çok kullanılan tuşların konum olarak birbirinden uzak olması, bir diğer sebebi de yazan kişiyi genel olarak olabildiğince *yavaşlatmaktı*. 1930'lu yıllara kadar bu böyle geldi. Bu yıllarda hem mekanik teknolojinin ilerlemesi hem de elektronik daktiloların icadI ile birlikte artık kafaların çarpışması sorun olmaktan çıkmıştı. Aynı zamanda hızlı yazmak da gitgide daha önemli hale gelmekteydi. Bu amaçla 1936 yılında Washington Üniversitesi'nden Dr.August Dvorak'In öncülüğünde iki aşamalı bir çalışma yapıldı. ilk olarak İngilizcede kelimelerin kullanım yoğunluğu göz önünde bulundurularak harflerin kullanım sıklığı tablosu çıkarıldı. ikinci olarak da parmakların fizyonomik özellikleri göz önünde bulundurularak tuşların yeri kolaydan zora doğru sıralandı. Ayrıca sesliler sol ele sessizler sağ ele konarak bir el kalkarken diğer elin vurması sağlandı. Ancak tüm bu ustun özelliklerine rağmen, Amerikan toplumunda yaygınlaşmış olan Q klavyenin yerini alması mümkün olmadı.
1950'li yıllarda ülkemize baktığımızda ise daktilolarda halen standart bir diziliş göremiyoruz. Daktilo hangi ülkeden ithal ediliyorsa, o ülkenin klavyesini baz alan dizilişte geliyordu. Tabii bu durum ciddi manada kaynak israfına sebep oluyordu. iste bu amaçla Sultanahmet Ticaret Lisesi'nde Daktilografi Öğretmenliği yapan ihsan SITKI Yener öncülüğünde bir ekip kuruluyor. Bu ekip Dr.August Dvorak'In çalışmalarını örnek alarak Türk Dil Kurumu'nun sözlüğündeki yaklaşık 30.000 kelimede gecen harfleri sayarak, harflerin ağırlık tablosu oluşturuyor ve bu çalışmadan elde edilen verilerle parmakların fizyolojik özellikleri birleştirilerek bugünkü F klavye ortaya çıkarılıyor.
Bakalım F klavyenin özellikleri nelerdir:
Ortaya konan bu çalışmalar neticesinde tasarlanan Türkçe F klavye, 20 Ekim 1955 tarihinde, önce "Bakanlıklar Arası Standardizasyon Komitesi" tarafından, sonra "Devlet Malzeme Ofisi" ve "Türk Standartları Enstitüsü" tarafından resmen kabul edilmiş; bu arada Gümrükler Kanunu'na da standarda uymayan klavyelerin ithalini yasaklayan bir madde eklenmiştir. Ve Dvorak klavyesinin Amerika'daki başarısızlığının aksine, F klavye yaygınlaşma yönü ile de dünyada esine az rastlanır bir başarı göstermiştir. Artık on parmak daktilo eğitimi veren tum okullarda F klavye Öğretilmekte, tüm devlet dairelerinde ve özel sektörde de sadece F klavye kullanılmaktadır. Ta ki 1970'li yıllarda bilgisayarlar ithal edilmeye başlanıncaya kadar.
Bilenler bilir, o zamanın IBM mainframe marinalarında bırakın F klavyeyi, Türkçe karakter kullanmak bile ciddi bir sorun teşkil eder. Tabii 10 milyonlarca dolarlık bilgisayarların sadece klavyesi F değil diye ülkeye sokulmaması düşünülemez ve yasak delinir. Tabii bu şekilde bilgisayar kullanan fakat daha once daktilo ile bir ilişkisi olmamış ve F klavyenin özelliklerini bilmeyen apayrı bir jenerasyon oluşmaktadır.
90'lI yıllarda PC'lerin yaygınlaşmasında bu kitle oncu rol alacaktır ve maalesef Q klavyeyi yaygınlaştıran da yine bu kitle olacaktır. Artık bilgisayar sektöründe Q klavye yaygınlaşmış, F klavye kullanıcıları azınlık durumunda kalmışlardır. Bilgisayar ithalatının başlamasıyla, TSE ve Gümrükler Kanunu'na, sadece mekanik, elektrikli ve elektronik daktilolar için değil, bilgisayarlar için de "TS 2117 - UDK 681.6.065" kodu ve "iki Elle Kullanılan Alfanumerik Klavyelerin Temel Düzeni" baslığı ile (bugün "F Türkçe" diye bilinen klavye olarak) tescil edilmiş bulunmaktadır. Yani Q klavyenin ithali hali hazırda Türk standartlarına uymaması nedeni ile yasaktır. Fakat acı bir şekilde bu hükümlerin uygulanması maalesef ihmal edilmektedir.
F klavye yaygınlığını gazetecilik, dizgicilik, bankacılık, katiplik gibi profesyonel alanlarda sürdürürken, okullarda evlerde ve ofislerin birçoğunda kullanım alışkanlığını kaybetmiştir.
F klavye dünya şampiyonu Türk stenograflar (Profesyonel 10 parmak klavye kullanıcıları) F klavye ile katıldıkları 1967'den beri yapılmakta olan hızlı yazma yarılmalarında 34 birincilik kazanmış ve bunların 17'sinde de rekor kırmışlardır. Bu basarının arkasında tamamen F klavyenin Türkçeye uygunluğu yatmaktadır.
Hatta bir yarışmada Fransız takımının, "Türkler hızlı yazmak için özel klavye tasarlamış" diye itiraz etmeleri üzerine jüri bu durumu görüşerek "Siz de tasarlayın" seklinde yanıt vermiştir. En son 2006'da Roma'da yapılan yarışmada Emrah Kuyumcu 70 dakikada 7 dilde 26.834 karakter yazarak yeni bir rekora imza atmış ve dünya şampiyonu olmuştur. Bu rekorda dikkatimizi çeken bir husus da sudur ki sadece Türkçe yazmada değil, F klavye kullanarak 7 dilde yazmada rekor kırmıştır. Yani F klavye sadece Türkçe yazmada değil, tüm batı dillerinde avantaj sağlamaktadır.
F ve Q Klavye ile İlgili Bazı Mit'ler
F klavye ("fe klavye" seklinde okunuyor) size ne çağrıştırıyor? Maalesef, içine bizim de dahil olduğumuz yeni nesil için F klavye: daktilo, devlet dairesi, problem, eski ve geri kalmışlık kavramları ile aynı yerde duruyor beyin haritamızda. iste F klavyeyi "hüzünlü" yapan bu algı. Çünkü F klavye dünyadaki tüm klavye dizilişleri arasında en başarılı uygulama olmasına rağmen kendi toplumu tarafından en çok dışlanan aynı zamanda.
İsterseniz klavye tarihine baştan bir göz atalım..
Christopher Sholes 1806'ta ticari olarak başarılı ilk daktiloyu icat ettiğinde o zamanki teknoloji çok hızlı yazmaya müsaade etmiyordu. Çünkü harflerin bulunduğu kafalar birbirine çarpmakta idi. iste harflerin alfabetik sıra ile değil de QWERTY olarak dizilmesinin bir sebebi çok kullanılan tuşların konum olarak birbirinden uzak olması, bir diğer sebebi de yazan kişiyi genel olarak olabildiğince *yavaşlatmaktı*. 1930'lu yıllara kadar bu böyle geldi. Bu yıllarda hem mekanik teknolojinin ilerlemesi hem de elektronik daktiloların icadI ile birlikte artık kafaların çarpışması sorun olmaktan çıkmıştı. Aynı zamanda hızlı yazmak da gitgide daha önemli hale gelmekteydi. Bu amaçla 1936 yılında Washington Üniversitesi'nden Dr.August Dvorak'In öncülüğünde iki aşamalı bir çalışma yapıldı. ilk olarak İngilizcede kelimelerin kullanım yoğunluğu göz önünde bulundurularak harflerin kullanım sıklığı tablosu çıkarıldı. ikinci olarak da parmakların fizyonomik özellikleri göz önünde bulundurularak tuşların yeri kolaydan zora doğru sıralandı. Ayrıca sesliler sol ele sessizler sağ ele konarak bir el kalkarken diğer elin vurması sağlandı. Ancak tüm bu ustun özelliklerine rağmen, Amerikan toplumunda yaygınlaşmış olan Q klavyenin yerini alması mümkün olmadı.
1950'li yıllarda ülkemize baktığımızda ise daktilolarda halen standart bir diziliş göremiyoruz. Daktilo hangi ülkeden ithal ediliyorsa, o ülkenin klavyesini baz alan dizilişte geliyordu. Tabii bu durum ciddi manada kaynak israfına sebep oluyordu. iste bu amaçla Sultanahmet Ticaret Lisesi'nde Daktilografi Öğretmenliği yapan ihsan SITKI Yener öncülüğünde bir ekip kuruluyor. Bu ekip Dr.August Dvorak'In çalışmalarını örnek alarak Türk Dil Kurumu'nun sözlüğündeki yaklaşık 30.000 kelimede gecen harfleri sayarak, harflerin ağırlık tablosu oluşturuyor ve bu çalışmadan elde edilen verilerle parmakların fizyolojik özellikleri birleştirilerek bugünkü F klavye ortaya çıkarılıyor.
Bakalım F klavyenin özellikleri nelerdir:
- F klavyede sık kullanacağınız harfler rahat kullandığımız parmakların altındadır.
- Sesli harfler solda, sessizler ise sağdadır. Türkçe kelimelerde sesli sessiz harflerin birbiri ardına gelmesi özelliğinden dolayI bu yerleştirme sekli yazıcıya hayli zaman kazandırmaktadır. Bir el kalkarken bir el iner. Bu şekilde beyin-el koordinasyonu daha rahat olur.
- Temel sıra denen orta sıradaki harflerin kullanım yoğunluğu %64'tur. Yani parmaklarınızı yerinden hiç kaldırmadan kullandığınız 8 harf ile yazacaklarınızın %55'ini yazabilirsiniz. (U,T ve S'yi saymadan) Aynı şekilde üst sırasının yoğunluğu %24, basılması en zor olan alt sıranın yoğunluğu da sadece %12'dir.
- Sağ elin yoğunluğu %51, sol elin yoğunluğu da %49'dur.
Ortaya konan bu çalışmalar neticesinde tasarlanan Türkçe F klavye, 20 Ekim 1955 tarihinde, önce "Bakanlıklar Arası Standardizasyon Komitesi" tarafından, sonra "Devlet Malzeme Ofisi" ve "Türk Standartları Enstitüsü" tarafından resmen kabul edilmiş; bu arada Gümrükler Kanunu'na da standarda uymayan klavyelerin ithalini yasaklayan bir madde eklenmiştir. Ve Dvorak klavyesinin Amerika'daki başarısızlığının aksine, F klavye yaygınlaşma yönü ile de dünyada esine az rastlanır bir başarı göstermiştir. Artık on parmak daktilo eğitimi veren tum okullarda F klavye Öğretilmekte, tüm devlet dairelerinde ve özel sektörde de sadece F klavye kullanılmaktadır. Ta ki 1970'li yıllarda bilgisayarlar ithal edilmeye başlanıncaya kadar.
Bilenler bilir, o zamanın IBM mainframe marinalarında bırakın F klavyeyi, Türkçe karakter kullanmak bile ciddi bir sorun teşkil eder. Tabii 10 milyonlarca dolarlık bilgisayarların sadece klavyesi F değil diye ülkeye sokulmaması düşünülemez ve yasak delinir. Tabii bu şekilde bilgisayar kullanan fakat daha once daktilo ile bir ilişkisi olmamış ve F klavyenin özelliklerini bilmeyen apayrı bir jenerasyon oluşmaktadır.
90'lI yıllarda PC'lerin yaygınlaşmasında bu kitle oncu rol alacaktır ve maalesef Q klavyeyi yaygınlaştıran da yine bu kitle olacaktır. Artık bilgisayar sektöründe Q klavye yaygınlaşmış, F klavye kullanıcıları azınlık durumunda kalmışlardır. Bilgisayar ithalatının başlamasıyla, TSE ve Gümrükler Kanunu'na, sadece mekanik, elektrikli ve elektronik daktilolar için değil, bilgisayarlar için de "TS 2117 - UDK 681.6.065" kodu ve "iki Elle Kullanılan Alfanumerik Klavyelerin Temel Düzeni" baslığı ile (bugün "F Türkçe" diye bilinen klavye olarak) tescil edilmiş bulunmaktadır. Yani Q klavyenin ithali hali hazırda Türk standartlarına uymaması nedeni ile yasaktır. Fakat acı bir şekilde bu hükümlerin uygulanması maalesef ihmal edilmektedir.
F klavye yaygınlığını gazetecilik, dizgicilik, bankacılık, katiplik gibi profesyonel alanlarda sürdürürken, okullarda evlerde ve ofislerin birçoğunda kullanım alışkanlığını kaybetmiştir.
F klavye dünya şampiyonu Türk stenograflar (Profesyonel 10 parmak klavye kullanıcıları) F klavye ile katıldıkları 1967'den beri yapılmakta olan hızlı yazma yarılmalarında 34 birincilik kazanmış ve bunların 17'sinde de rekor kırmışlardır. Bu basarının arkasında tamamen F klavyenin Türkçeye uygunluğu yatmaktadır.
Hatta bir yarışmada Fransız takımının, "Türkler hızlı yazmak için özel klavye tasarlamış" diye itiraz etmeleri üzerine jüri bu durumu görüşerek "Siz de tasarlayın" seklinde yanıt vermiştir. En son 2006'da Roma'da yapılan yarışmada Emrah Kuyumcu 70 dakikada 7 dilde 26.834 karakter yazarak yeni bir rekora imza atmış ve dünya şampiyonu olmuştur. Bu rekorda dikkatimizi çeken bir husus da sudur ki sadece Türkçe yazmada değil, F klavye kullanarak 7 dilde yazmada rekor kırmıştır. Yani F klavye sadece Türkçe yazmada değil, tüm batı dillerinde avantaj sağlamaktadır.
F ve Q Klavye ile İlgili Bazı Mit'ler
- F klavye eski bir klavyedir: Bilakis F klavye Q klavyeden tam olarak 95 sene sonra icad edilmistir ve en gelişmiş klavye düzenidir.
- Q klavye dünya standardı bir klavyedir: Tüm Avrupa ülkelerinin kendi klavye düzenleri vardır. Hatta Amerika'da dahi profesyonel sekreterler, zabıt katipleri "Dvorak" klavye kullanmaktadır ve birçok kütüphane ve üniversitede de standart olarak Dvorak klavye bulunmaktadır.
- İngilizce yazmak için Q klavye daha uygundur: Tam aksine Q klavye yazma hızımızı yavaşlatmak için oluşturulmuştur. Oysa F klavye İngilizce hızlı yazım klavyesi olan "Dvorak" klavyenin prensiplerine göre icat edildiğinden (mesela seslilerin sol elde sessizlerin sağ elde toplanması gibi) İngilizce yazmada da Q klavye'ye göre daha avantajlıdır. En son Emrah Kuyumcunun 7 dilde yazmada kırdığı rekor bunu teyit etmektedir.
- Bir kere Q klavyeye alıştım artık dönemem: Tecrübe ile sabittir ki yoğun olarak yazı yazan birinin Q klavyeden F klavyeye geçtikten sonra F klavye ile yazma hızının Q klavye ile yazma hızını geçmesi sadece 3 gün sürmektedir.
- Q klavye ile de on parmak yazmak mümkündür: Evet, Q klavye ile de bakmadan on parmak yazılabilir, ancak bu iki parmakla Q klavye kullanmaya göre ciddi bir avantaj sağlamamaktadır. Çünkü çok kullanılan harfler zor erişilen yerlerdedir. Ve orantısız bir şekilde harfler en zor kullandığımız serce parmaklarımızın altına denk gelmektedir. Örneğin Türkçede en az kullanılan j harfi Q klavyede en rahat kullanılan sağ işaret parmağının altına denk gelmektedir ki, bu da sağ işaret parmağımızı atıl olarak beklettiğimiz anlamına gelir.